İŞAD Başkanı Enver Mamülcü yazılı açıklamasında, dünyada tanınmayan ve nüfusu 500 bini geçmeyen ülkede tüm çarkların durduğunu, ayrıca alınan kararların halkı büyük bir kaosa götüreceğinin ortada olduğunu ifade ederek, özetle şöyle devam etti: “Bu krizin bize öğrettiği; üretkenliği üretmeyi ve bu yönde yaşadığımız topraklara sıkı sıkı sarılıp yaşamımızı yeniden dizayn etme yönünde ortaya çıkan bir fırsattır. Fakat bu fırsatı tekrardan kaybetme ve alışıla gelmiş yanlış statükoyu sürdürme zihniyetini değiştirip, krizden hep birlikte mücadele ederek çıkmaya yönelik alınacak akılcı, bütünlüklü, ayrıştırmaya maruz bırakmaksızın kararları uygulamada geç kalmamak gerekir. Ülkede tüm özel sektör bir kaosa doğru sürüklenerek, tekrardan kamuda çalışmaya yönelik cazipliğini ve ayrıştırmasını göstererek, İngilizlerin meşhur taktiği gibi stratejik bir hamle ile böl ve yönet mantığında bu küçücük ülkede ve piyasada yapmayı başarmıştır.” Mamülcü, özel sektörün açlığa ve sefilliğe terk edildiğini ifade ederek, hak ve emeği savunan sendikalar ve sendikacıların nerede olduğunu sordu, eleştirilerde bulundu.
Ülke kaynaklarının artık daha verimli adil ve akılcı kullanılması gerektiğini ifade eden Mamülcü, şunları kaydetti: “Artık kendi içimizde dayanışma ruhuyla hareket etmeliyiz. Fakat halen tam tersi popülist siyasete yönelik yapılan çalışmalar ülkemizi içinden çıkılmaz bir kaosa sokmaktadır. Yıllardır İŞAD olarak veya diğer paydaşlarımızın belirttiği gibi ülke ekonomisini çöküşe götürme yönünde alınan kararlardan ve tutumlardan hükümet edenlerin vaz geçmesi gerekmektedir. Tüm özel iş hayatında yer alan kesimlerin adaletsiz bir şekilde cezalandırılması hükümet edenlerin karşısında çok büyük bir tepki oluşturmuştur. Giderek büyüyecek olan bu tepkiler çeşitli şekillerde hükümet edenlerin karşısında yer alacak. Kimi kesim sivil itaatsizlik, kimi kesim başka yönlerde verecekleri tepkiler ile ülke içinden çıkılmaz ve daha fazla kaynaklarının tükenmesine neden olacaktır. Hükümet edenlere İŞAD olarak bu son çağrımızdır. Özel sektörün batmasına yönelik adaletsiz ve yaşanılamaz alınan kararlardan bir an önce vazgeçmeleri ve kriz yönetimi konusunda belirtiğimiz tedbirlerde yol almadıkları takdirde, çok büyük bir kaos ve tepkiyle karşılaşması kaçınılmaz bir hal alacaktır.”